Disleksi ve Yabancı Dil Öğrenimi

Yabancı dil öğrenmek herkes için zor olabilir ama disleksiye sahip olan bir öğrencinin yabancı dil öğrenmesi çok daha zor olabilir. Masa başında oturup, ezberlemeye çalışılarak geçirilen saatler ve ertesi gün öğrendiğini sandığı kelimelerin uçup gittiğini görmek. Dilin kurallarını öğrenmeye çalışmanın yanında, anlamları, okunuşları hepsi ayrı bir probleme dönüşebilir.

İnsanlar bir bilgiye ihtiyaç duymadan, o itkiye duygusal olarak bir anlam yüklemeden öğrenemez. Gerçek öğrenme için o bilgiye ihtiyaç duymak, istemek ya da öğrenirken çok eğlenmemiz gerekmektedir. Merak olmadan öğrenme olmaz. Merak olmadan yapılan öğrenmeler sadece geçicidir. Kişi öğrendiğini düşünür ama uzun vadede bir faydası olmaz.

Öğrenmenin kalıcı olabilmesi için bazı yöntemlere başvurulabilir.

Öğrenme yöntemini doğru teşhis etmek

Öğrenmenin herkese göre farklı yolları vardır. Bunlardan biri, bazı insanlara öğrendiklerini dil yolu ile aktarmak ve okumak kolay gelebilir bazılarına göre ise öğrendiğini kâğıda dökmek kolaydır. Hangi yöntemin size uygun olduğunu bulmak dil öğrenmede başlangıç noktalarından biri olmaktadır.

Eğlenerek gerçek hayata geçirmek

Dil öğrenirken keyif almaya başladıkça edindiğimiz ve kısa süreli hafızada yer alan bilgileri uzun süreli hafızaya geçirmeyi başarabiliyoruz. Ayrıca öğrendiklerimizi gerçek hayatta kullanılabilir bir boyuta taşımamız gerekiyor. Öğrenmek istenilen dilde konuşan bir çevre, arkadaşlar çok yardımcı olabiliyor. Ya da sevdiği parçaların anlamlarını öğrenmeye çalışmak. Sevdiği bir konu üzerine araştırma yapmak ve sunum hazırlamak gibi.

Okulların alması gereken önlemler

Öğrencinin çabasının yanında okula ve eğitimcilere de görevler düşüyor. Öncelikle disleksiye sahip olan çocuğun tahtayı kolayca görebileceği ve dikkatinin dağılmayacağı bir uzaklıkta oturması ona fayda sağlayabilecek bir düzenlemedir. Eğer olumlu sonuçlar yaratıyor ise ilk sıra tercih edilmelidir. Her türlü görsel ve duyusal araç derse katılmalıdır. Öğretilen kelimeler şarkılar, tekerlemeler ile pekiştirilmelidir. Uzun bir paragraf okutulması gerekiyorsa öğretmenlerin bazı kelimelerin disleksiye sahip olan çocuklar için altını çizmeli, gerekirse onun için kısaltmalı, ana fikrin anlaşılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Örnek vermek gerekirse o paragrafta geçen kişi kim, ne yapıyor, neden öyle yapmış gibi soru sorarak ve sindirerek okuma yaptırmak faydalı olabiliyor. Sınıfta değerlendirme testlerinde öğrenciden hepsini cevaplaması istenip çocukta endişe yaratmak yerine içlerinden sadece bazılarının cevaplandırılması istenebilir.

Bu zor işi ne kadar eğlenceli bir yol haline getirebilip, manzaradan keyif almasını sağlayabilirsek farkında olmadan öğrendiğine ve ilerlediğine tanıklık edebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.