Okul öncesi dönemde oyunun önemi
Erken çocukluk dönemi fiziksel ve zihinsel açıdan büyük ve kritik bir öneme sahiptir. Gelişimlerini etkileyecek en önemli şeylerden biri ise oyundur. Oyun evrensel bir kavramdır. Dünyanın birçok yerinde farklı kültür ve coğrafyadaki çocukların çeşitli oyunlar oynadıklarını görürüz çünkü oyun, çocuğun doğal gereksinimidir. Nitekim bununla ilgili önemli kişiler de oyunun önemine değinmişlerdir. Bununla ilgili olarak Montessori‘ye göre oyun “çocuğun en önemli işi” olarak düşünülmelidir. Rousseau’ya göre ise oyun “ çocuk için bir hak” olduğunu belirtmiştir.
Oyun sayesinde farklı coğrafyalarda yaşayan çocuklar aynı dili konuşmasalar bile oyun yoluyla birbirleriyle rahatlıkla anlaşabilirler çünkü “oyun dili” ortak dilleridir. Oyun sadece haz gidermeye yönelik bir kavram değildir ayrıca çocukların gelişimleri açısından da birçok önemi vardır. Oyun yalnızca çocuğun vakit geçirdiği ya da eğlendiği bir süreçten ibaret değildir, çok boyutlu bir gelişim sürecidir. Çocuk, oyun aracılığıyla gelişimsel olarak ihtiyaç duyduğu birçok şeyi elde eder, deneyimlemesi gereken duyguları ve gerçek yaşam durumlarını deneyimler.
Oyun, aynı zamanda çocukların gerginliklerini atmalarına atmaya yarayan bir tür rahatlama ve gevşeme sürecidir. Oyuna sadece mutluluk duygusu hakim değildir, aynı zamanda öfke, kızgınlık, üzüntü, rekabet, korku, hayret vb. duygular da oyun içerisinde sıklıkla gözlenir. Bu tür duyguların deneyimlenmesi çocukların olgunlaşma sürecine katkı sağlar ve ileride yaşayacakları hayata zemin oluşturur. Bununla birlikte çocuklar oyuna aktif olarak katıldıkları için yaparak-yaşayarak öğrenmeler gerçekleşir bu da kalıcı öğrenmelerin oluşmasını sağlar, küçük kas ve büyük kas gelişimini destekler. (Bir başka yazı: Oyun Kuramları) Yapılan birçok araştırmada fiziksel aktivite ihtiyaçları giderilmemiş çocukların ilerde kişiler arası ilişkilerde zayıf oldukları, duygusal anlamda gergin oldukları ve obeziteye yatkın oldukları kanıtlanmıştır.
Erken çocukluk döneminde yapılan kuramsal çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda oyunla öğretimin birçok öğretim kuramının temel prensibi olduğu görülür. Çünkü oyun öğrenmeleri kalıcı ve eğlenceli hale getirir.
Okul öncesi dönemde oyunun diğer akla gelen faydaları ise şunlardır; iş birliği sağlar, paylaşma, arkadaşlık ve yardımlaşma gibi duyguların gelişmesini sağlar. İlerde soyut bir kavram olan “empati” duygusunun gelişmesine temel oluşturur, kendilerini ifade etmelerine yardımcı olur. Araştırma, zamanı kullanma, bir işi başlatma ve sonlandırmalarına vb. çok sayıda sosyal, zihinsel ve fiziksel süreç becerilerini geliştirir.
Çocuklarda oyunun öneminin daha sayılamayan birçok yönü vardır çünkü birçok gelişim alanına birden hitap etmektedir. Bu nedenle çocuklar için oyun asla basite alınmamalı ve çocukta yeme-içme kadar büyük bir ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır. Çocuklara doğal oyun ortamları yaratılarak bu gelişim dönemini sağlıklı atlatmalarına yardımcı olunmalıdır.