Montessori’nin Eğitim ile İlgili Sözleri
Okul öncesi eğitim toplumu değiştirmek için bir anahtardır.
Montessori metodu denilen şeyi icat ettiğim doğru değil. Ben çocuklarla çalıştım, onların bana verdiklerini ve açıkladıklarını aldım. Buna Montessori metodu dediler.
En erken yaşlarda dahi insanlığın özgür hissettiğinde yaşadığı mutluluğu farketmek şaşırtıcı. Kendine yetiyor olabilme bir aydınlanma olarak ortaya çıkmaktadır.
Asla bir çocuğa başarılı hissedebileceği bir işte yardım etmeyin.
Erken çocukluk eğitiminin amacı, çocuğun öğretmeye yönelik doğal tutkusunu harekete geçirmek olmalıdır.
Eğitim insanlığın kendini yaşama hazırlama sürecidir.
Başarılı bir öğretmenin en büyük özelliği, “öğrencilerim ben olmadığımda da çalışıyorlar” diyebilmesidir.
Bu sözler çocuğun içsel gereksinimlerini ifade eder: “Bana kendi başıma yapmam için yardım et.”
Çalışmaktan keyif alan ve istekli olan çocuk çevresinde yaşayan her şeye karşı güçlü bir sevgi taşır. Bu bize insanlığın yeni bir yöne gidebileceğine dair umut vermektedir.
Eğitimin yalnızca öğretmenin yaprığı bir şey olmadığını, insanın kendini doğal bir biçimde geliştirme süreci olduğunu keşfetmiş bulunmaktayız.
Kadına saygı duyulması, koruması ve anaerkillik vazgeçilmez bir sosyal yasası ve insan ahlakının bir prensibi olmalıdır.
Kimse ona bir şey öğretmediği halde tüm insanlığı kusursuz biçimde konuştuğu tek dil bebekliğinde öğrendiği dildir.
Sosyal ilişkilerimiz, ebeveynlerimizin evliliklerindeki ilişkinin bir devamı olarak yeniden yaratılmaktadır.
Bir öğretmenin yalnızca çocukları seviyor olması yeterli değildir. Öncelikle evreni anlamalıdır, kendini bunun için hazırlamalıdır ve bunun için gerçekten çalışıyor olmalıdır.
Çocuğun içinde geleceğin yazgısı yatmaktadır.
Savaşı önlemek politikacıların, barışı tesis etmek eğitimcilerin işidir.
Çocuğun gördüğü şeyler yalnızca hatırlayacağı şeyler değildir, aynı zamanda onlar çocuğun ruhunun bir parçasıdır.
İşimiz öğretmek değil, çocuğun emici zihninin gelişimdeki rolüne yardımcı olmaktır.
İnsanın gelişimi yalnızca özgürlük ve çevresel deneyimler aracılığı ile mümkün olabilir.
Herkes zihinsel engelli öğrencilerimin gelişimini takdir ederken, ben yaygın okullardaki sağlıklı çocukların zeka testlerinde nasıl öğrencilerimle eşit olabildiklerinin sebeplerini araştırıyordum.
Her koşulda, bir kural olarak, çocuklarımıza saygı duymuyoruz. Onların özel gereksinimlerini göz önünde bulundurmadan bizi takip etmeleri için zorluyoruz. Onlara hükmediyor ve en önemlisi taklit etmekte ne kadar iyi olduklarını bilerek, itaatkar ve iyi eğitimli bireyler olmalarını bekliyoruz.
Çocuğa rehberlik etmek için ona özgür olarak gelişebileceği bir ortam sağlamak zorundayız.
Ödül ve ceza, doğal olmayan ve zorlanmış bir çabaya teşvik etmektir. Bu yüzden çocuğun doğal gelişiminin bunlarla bağlantılı olmadığını söylüyoruz.
Nesnelerin basitliği ve kusurluluğu genellikle etkinliğin gelişmesini sağlar ve öğrencilerin becerilerini artırır.
Çocuk, bilgiyi absorbe eden bir zihne sahiptir. Kendi kendine öğretebilme gücü vardır.