Okul Öncesi Dönemde Gelişim: Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı
Yazı İçeriği
İnsan gelişiminde temel inceleme alanlarından birisi de bilişsel gelişimdir. Biliş sözcüğü oldukça geniş bir kavram olup; bireylerin dünyayı öğrenmelerini anlamalarını içeren zihinsel faaliyetler anlamına gelmekte ve algılama, bellek, yargılama, kavrama, yorumlama, sentez, dikkat süreçlerini içerisine alır. Bebeklik yıllarında bireylerin ifade etme güçleri yeterince gelişmemiş olduğundan bilişsel gelişimi araştırmak güçtür. Bilişsel gelişim süreçleri Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramında kendi içerisinde dört başlık altında incelenmektedir.
- 1)Duyu-hareket dönem (sensori motor) 0-2 Yaş
- 2)İşlem öncesi dönem (pre-operasyonel) 2-7 yaş
- 3)Somut işlemler dönemi(7-12 yaş)
- 4)Soyut İşlemler dönemi(12 yaş ve sonrası)
1)Duyu-Hareket Dönemi
Bu dönemde bebekler dış dünyayı ve nesneleri baskın bir biçimde duyu organları ve motor becerilerini kullanarak tanımaya çalıştıkları için döneme bu isim verilmiştir. Duyu-hareket dönemi de kendi içinde 6 evrede incelenmektedir.
1.Evre: Reflekslerin Kullanılması(Doğumdan 1. Aya kadar)
Bu dönem bebeklerin reflekslerini yoğun olarak kullandıkları dönemdir. Bebekler dünyaya emme refleksliyle gelirler. Eğer bebeğin dudaklarına bir şey dokunursa bebek otomatik olarak emmeye başlar. İki günlük bir bebek hiçbir şeyin fark edemiyor anlamlandıramıyor olsa bile emme hareketini sürekli tekrarlar. Bebek yalnızca karnı aç olduğunda değil, aç olmasa dahi ağzına bir şey dokunduğunda emme tepkisini gösterir.
2.Evre: Birincil Döngüsel Tepkiler (1-4 Ay)
Döngüsel tepkiler bebek tesadüfen yeni bir deneyim elde ettiğinde ve bunu tekrar etmeye çaba gösterdiğinde ortaya çıkmaktadır. Buna en temel örneklerden biri bebeğin başparmağını emmeye başlamasıdır. Tesadüfen eller ağzıyla temas eder, eller aşağıya düştüğünde bebek yeniden parmaklarını ağzına götürmeye çalışır. Bazen bebek bunu yapmakta başarısız olur, ellerini yüzüne götürdüğünde elleri yüzüne çarpar. Tekrar eden başarısızlıklardan sonra bebek kendini koordine etmeyi öğrenmeye başlar.
3.Evre: İkinci Döngüsel Tepkiler (4-10 Ay)
İkinci döngüsel tepkiler bebeğin kendi dışında onun için ilginç olan bir şeyler keşfetmesi sonucunda tekrarlayan biçimde hareketlerin ortaya çıkmasını ifade eder. Örneğin bu evredeki bebek, bebek arabasının üzerinde bulunan çıngırağına uzanıp hareket ettirdiğinde onu izler ve gülümseme tepkisi üretebilir. Bir süre sonra bebeğin yeniden aynı hareketi yaptığını ve ardından yaptığı hareketin sonuçlarını izlediğini görebilirsiniz. Bebek bu dönemde orta düzeyde ilginç olaylarla karşılaştığında gülme ve gülümseme tepkisi üretmektedir. Aynı zamanda kendi sahip olduğu güçten ve bir olayı yeniden meydana getirme yeteneğinden oldukça zevk aldıkları gözlenir.
4.Evre: İkincil Şemaların Koordinasyonu (10-12 Ay)
Üçüncü evrede çocuk sonuca ulaşmak için tek bir davranış sergilerken, mesela yalnızca tepesindeki çıngırağa eliyle uzanıp onu hareket ettirirken bu evrede hareketler farklılaşmaktadır. Örneğin; çocuk halının üzerindeki plastik kutuya ulaşmak istemektedir. Eğer çocuk engellenirse yani ellerini kısıtlayıp ilk haline getirmeye çalışırsanız, çocuğun ellerini savurduğunu hedefine ulaşmak için çabaladığını görebilirsiniz. Çocuk plastik kutuya ulaştığında ise onu öncelikle elleriyle kavramakta ve sonrasında onu yere çarpmaktadır.
5.Evre: Üçüncü Döngüsel Tepkiler (12-18 Ay)
Üçüncü evrede bebek tek bir sonuca ulaşmak için tek bir hareket gösterirken, dördüncü evrede tek bir sonuca ulaşmak için iki ayrı hareketi ortaya çıkarmaktaydı. Beşinci evrede ise hareketlerinin hangi farklı sonuçlarının ortaya çıktığını gözlemlemek amacıyla deneyler yapmaktadır. Kimi zaman hızlı kimi zaman yavaş, kimi zaman sert kimi zaman nazik bir şekilde objeleri maniple ederek sonuçlarını gözlemlemektedir.
6.Evre: Düşüncenin Başlangıcı (18-24 Ay)
Altıncı evrede çocuk hareketi gerçekleştirmeden önce daha çok içsel olarak düşünme eğilimi göstermektedir. Bu evrede taklit çabaları oldukça dikkat çeker. Beşinci evrede çocuklar deneme sınama yoluyla yeni davranışları taklit etmek amacıyla gerekli uyumsamayı yaparlar. Yalnızca altıncı evrede model yokken modelin davranışlarını taklit edebilmektedirler. Bu da çocuğun düşünce süreçlerinde ilerleme gösterdiğinin bellek, akılda tutma, dikkat gibi öğelerin gelişmeye başladığının bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.
2) İşlem Öncesi Dönem (18-24 Ay/ 6-7 Yaş)
Okul öncesi dönem çocukları Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramına göre işlem öncesi dönemde yer almaktadırlar. İşlem öncesi dönem kendi içinde ikiye ayrılmaktadır.
- a)Sembolik Dönem (18-24 Ay/4-5 Yaş)
- b)Sezgisel Dönem( 4-5 Yaş/6-7 Yaş)
Sembolik Dönem
Bu dönem dil ve kavram gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Siz çocuğa masal anlatırken sözel olarak köpekten bahsettiğinizde ya da masanın üzerinde kitap var dediğinizde çocuk bunu görmese bile zihinsel olarak köpeği, masayı ve kitabı zihninde tasarlayabilmektedir.
Nesneler ve bunların zihinsel temsilleri arasındaki ilişkileri artık kurabilen 2-4 yaş civarında çocuklar gözlerinin önünde hiç bulunmayan veya ellerinde mevcut olmayan nesne, olay, kişilerin varlığını temsil edecek semboller seçerler. Mikrofon yerine sopa, bir cetveli tabanca gibi kullanabilirler. (sembolik oyun)
Kendilerini sembolik oyunlar yoluyla anne-baba, doktor gibi hayali rollere büründürmelerine oldukça sık rastlanır.
Sembolik dönemdeki çocuklarda büyüsel ve doğaüstü düşünce tarzı görülür. Bu dönemdeki çocuğun hayal dünyası oldukça geniştir. Gerçekle masalı hayali durumları birbirinden kolayca ayırt edemezler. Bu dönemde çocuk izlediği çizgi filmlerdeki karakterlerin gerçek olduğuna, sihirli birtakım güçlerinin olduğuna inanabilir ve kendisi de taklit etmek isteyebilir.
Bu dönemde çocuklar çok zengin bir hayal gücüne sahip oldukları için bazen hayali bir arkadaşa sahip olduklarını düşünebilirler. Sanki gerçekten arkadaşı varmışçasına hayali arkadaşıyla konuştuğu gözlenebilir.
Ayrıca bu dönemde düşünme biçiminde yapaycılık (artifikalizm) özelliği de baskın olarak görülmektedir. Örneğin 4 yaşındaki bir çocuk yağmur yağdığında birinin muslukları açtığını düşünmesi, güneşi birisinin kibritle yakarak tutuşturduğu bir ateş olarak açıklaması yapaycılığa örnektir.
Bu dönemde benmerkezcilik ön plandadır. Bahse konu bu benmerkezcilik alanyazınında egosentrizm, veya egosentrik düşünce olarak da yer almaktadır. İşlem öncesi dönemde yer alan okul öncesi dönem çocuklarına benmerkezcilik perspektifinden bakıldığında, adeta dünya onların etrafında dönmektedir. Örneğin, çocuk çimenlerin varlığını kendisi düştüğünde canı yanmasın diye açıklayabilmektedir. Kendi bildiği ve gördüğü şeyleri herkesin gördüğünü bildiğini varsaymaktadır. Örneğin; babasıyla telefonda konuşurken oyuncağının güzel olup olmadığını sorabilir. Telefonda konuşuyor olmasına rağmen kendi oyuncağı gördüğü için babasının da oyuncağını gördüğü gibi bir düşünceye sahiptir.
Bu dönemde çocuklar sanki bir arada oynuyormuş gibi görünmelerine rağmen oyunları incelendiğinde her çocuğun kendi oyununu oynadığı, aralarında az etkiletişimin olduğu görülür. Buna paralel oyun denir.
Sezgisel Dönem
Bilişsel gelişimin bu bölümünde çocuklar mantık kurallarına uygun düşünme, neden sonuç ilişkisi kurma yerine sezgileriyle problemleri çözerler.
Sezgisel dönemde çocuklar tek boyutu dikkate alarak sınıflama yaparlar. Örneğin kalemlerini sadece renklerine ya da uzunluklarına göre ayırırlar.
Özelden özele akıl yürütme hakimdir. Tümevarım ve tünden gelimci bir yaklaşımla düşünemezler. İki özel durum arasında bağlantı kurarak sonuca varırlar. Örneğin; her tatilde annesi ve babası ile beraber hamburger yemeye giden çocuk, o hafta sonu hamburger yemediğinde daha tatil olmadı diyebilir.
Bu dönemde henüz korunum ilkesi kazanılamamıştır. Korunum ilkesi, herhangi bir nesnenin biçimi ya da mekândaki konumu değiştiğinde, miktar, ağırlık ve hacminde değişiklik olmayacağı ilkesidir. Örneğin; çocuğun gözünün önünde, içlerinde eşit miktarda sıvı bulunan birbirlerine benzer iki bardaktaki sıvı biri daha dar ve uzun bir bardağa boşaltılır. Çocuğa hangi bardakta daha fazla sıvı bulunduğu sorulur. Korunumu kavrayamamış çocuk dar ve uzun bardakta daha fazla sıvı olduğunu söyleyecektir.
Döngüsel tepkinin bir devamı olarak bilinç de gelişir. Çocuk bu dönemde sözel ifadeleri tekrarlayarak devresel tepki kullanır. Örneğin; yeni öğrendiği bir fıkrayı tekrar tekrar anlatabilir.
3)Somut işlemler dönemi (7-12 yaş)
7-12 yaşlar arasında yer alan ve ilköğretimin ilk 5 yılına denk gelen bu dönemde, benmerkezci konuşma ve düşünce önemli ölçüde azalır.
Somut işlemler döneminde çocuğun işlemleri muhakeme edişi mantıklı hale gelir. İşlem öncesi dönemde çözülemeyen korunum problemleri bu dönemde çözülür.
İşlemler tersine çevrilebilir; bir işlem, son aşamasından başlangıç aşamasına kadar götürülebilir. Evden okula giderken gördüklerini tersine doğru anlatabilir.
Bu dönemde çocuk önceki dönemlerde hâkim olan benmerkezci düşünme sisteminden uzaklaşır. Çocuklar olayları değerlendirirken başkalarının bakış açısını alabilirler.
Bu dönemde çocuk dönüşümsel düşünebilir. Dönüşümsel düşünme, çocuğun geçmişte yaşanmış olayları detaylı olarak hatırlayabilme becerisidir. Daha önce yaşanmış bir olayı kafasında canlandırabilir.
Bu dönemin sonunda çocuklar tümevarım ve tümden gelim becerilerini kazanmaya başlarlar.
4)Soyut İşlemler dönemi(12 yaş ve sonrası)
Bu dönem bilişsel gelişimin son evresidir. Bireyde bilişsel gelişim 0-6 yaşlarında en hızlıdır. 18 yaşında bu süreç tamamlanır. Bireyi soyut düşünebildiği, üst düzey mantık yürütebildiği, problem çözebildiği dönemdir. Soyut işlemler dönemine giriş ergenlik yıllarının başına denk gelmektedir, ergenlik ve yetişkinlik boyunca devam etmektedir. Soyut işlemler dönemindeki çocukları somut işlemlerden ayıran temel farklılık sembollerin mantık ve akıl yürütmelerle ilgili olarak soyut kavramlarda kullanılmasıdır.
Bu dönemde çocuk/ergen bütünleştirmeci düşünme stiliyle hareket eder. Bir problemin çok sayıda alt problem içerdiğini, bu nedenle çok sayıda çözüm yolu olduğunu kavramıştır.
Andırma (analoji) döneme hâkimdir. Andırma, bilinen bir örnekten yararlanarak bilinmeyenin öğretilmesini sağlayan bir akıl yürütme yoludur. Örneğin; insan vücudundaki kan dolaşımı, bir şehrin sokaklarındaki trafiğin akışına benzetilebilir.
Bu dönemde benmerkezcilik yeniden baş gösterir. Ergen benmerkezciliği egosantrizm yoğun olarak gözlenir. Ergen kendi isteklerinin ve düşüncelerinin en doğru olduğuna inanır. Kimsenin onu anlayamadığını, yaşadıklarının sadece kendi başına geldiğini, takip edildiğini hayali izleyicilerinin olduğunu ve kimseye yaranamayacağını düşünür.
Bu dönemde ergende omnipotent düşünce hâkimdir. Bu düşünce; “Bana bir şey olmaz.” veya “Benim gücüm her şeye yeter.” anlayışına dayanır. Böylece yaşamı basite alır, ölüme meydan okur. Örneğin; kaskını takmadan motosiklete binen ve hız yapan ergene yaptığının tehlikeli olduğu söylendiğinde “Bana bir şey olmaz.” der.
Çok güzel anlattım olmuş Büşra hocam. Kpss çalışan arkadaşlar için çok faydalı olacaktır. Elinize sağlık.
Geri bildirim: Okul Öncesi Dönemde Oyun: Tanımı, Özellikleri - Okul Öncesi